Apple, her yıl iPhone modelini yeniliyor. Her iki yılda bir ise ürünün tasarımı yenileniyor. iPhone 6 / 6 Plus ile birlikte akıllara gelen sorulardan biri, “daha ne kadar incelebilir?” sorusuydu. iPhone 6s ile birlikte ürün tamamen yenilendi fakat tasarım (rose gold renk seçeneği hariç) aynı kaldı mâlumunuz. Önümüzde henüz yaklaşık bir yıl kadar bir zaman olmasına rağmen şimdiden iPhone 7 ile ürünün daha da incelip incelmeyeceği daha doğrusu incelme imkanının olup olmadığı konuşuluyor.
İlk iPhone’dan günümüze her iki yılda bir cihaz inceldiğine göre iPhone 7 de incelecektir diye düşünüyor olabilirsiniz. Şahsen bunu istemediğimi söyleyerek devam etmeliyim. Apple’ın iPhone’u daha da inceltmektense, gelişen teknolojiyi ürün içindeki elektronik bileşenleri küçültmekte kullanıp, pil için gereken alanı genişletmesi taraftarıyım.
Kişisel yorumlarımı bir kenara bırakıp esas tartışma konusuna, yani ürünü daha fazla inceltmenin mümkün olup olmadığına bakalım. Aslına bakarsanız bu tartışmanın temel sebebi 3.5mm lik kulaklık çıkışı. Bu tarih öncesi devirlerden kalma bileşen nedeniyle iPhone’un muhtemelen belki 1 mm kadar daha incelebileceği ve daha fazla incelemeyeceği ortada. Son iPod touch modeli sanırım iPhone’un en fazla ne kadar incelebileceğinin somut örneği.
Peki Apple bu konuyu çözemiyor mu? Aslında çözümü var. Hatta bir değil birden fazla çözümü var. Ancak bu çözümlerin artıları olduğu gibi eksileri de var.
İlk seçenek muhtemelen pek çoğunuzun da aklına gelen 2.5mm lik kulaklık çıkışı kullanmak. 1 mm lik fazladan incelik kulağa iyi geliyor fakat bu durumda piyasadaki pek çok kulaklık, anında iPhone ile uyumsuz hale gelecek. Mevcut kulaklıkları kullanmak için 3.5mm lik ucu 2.5mm ye çeviren dönüştürücü takmak gerekecek. Oldukça ucuz olan bu parçayı kullanmak kısa vadede bir çözüm ancak uzun vadede ciddi bir sıkıntı.
Apple’ın teknolojiye yön veren firmalardan biri olduğu da düşünülürse pek çok firmanın 2.5mm kulaklık çıkışını kullanmaya başlayacak olması, kısacası iPhone’un kalınlığında sadece 1mm lik kazanç için endüstrideki bu büyük değişim pek mantıklı değil.
İkinci seçenek ise Lightning bağlantı noktasını kullanmak. Bu bağlantı noktası oldukça ince. Kayıpsız olarak ses ilettiğini de düşünürsek oldukça kullanışlı. Piyasada hali hazırda Lightning bağlantı noktası ile uyumlu kulaklıklar, standlar ve müzik sistemleri var. Tek bağlantı noktası ile ses, veri ve güç gereksinimleri de çözülmüş oluyor. Ancak Lightning bağlantısı mevcut kulaklıkların kullanılmasını tamamen engelliyor.
Arada öyle üç beş liraya alıp kullanabileceğimiz bir dönüştürücü yok. Apple bu durumda dönüştürücü de satar muhtemelen 69 TL ye :) Gerçi şu sıralar Lightning bağlantı noktası ile sunulan kulaklıklar bulmak mümkün. Bu seçenek gerçekleşirse daha da yaygınlaşır ve fiyatları ucuzlayabilir.
Bir başka seçenek ise USB-C. “Bazılarınız o da ne?” diyecektir. Ekosisteme yabancı olmayanlar ise çoktan anladı bile. USB-C, Apple’ın 12 inç boyutlu Retina Ekranlı MacBook’larında kullandığı tek bağlantı arabirimi. Öyle ki, bu arabirim ile ses, görüntü, güç, veri vb aktarılabiliyor. Bu seçenek oldukça güçlü ve geleceğe dönük. Ancak diğer seçeneklerdeki olumsuzluklar USB-C’de de geçerli. Bir de üstüne USB-C nin mevcut formu, zaten 3.5mm kulaklık çıkışı ile aynı kalınlıkta. Hal böyle olunca daha doğmadan ölen bir seçenek ile karşılaşıyoruz.
Son olarak kablosuz teknoloji var. Kulaklık çıkışını tamamen ortadan kaldırıp sadece kablosuz kulaklıklar ile kullanıma izin verilebilir. Bu seçeneğin olumlu ve olumsuz yönlerini zaten tahmin edebiliyorsunuzdur. Kablosuz kulaklıkları da şarj etmeniz gerekecek. Kablolu kulaklıklardan genelde daha ağır olan bu ürünlerin kullanımı kimine göre kolay, kimine göre ise işkence. Şahsen kablolu kulaklıkları sırf şarj sıkıntısı nedeniyle bile pratik bulmayanlardanım.
Peki ne olacak? Seçenekleri sıraladık zaten. Bu durumda;
1- Apple, 3.5mm kulaklık çıkışının sığabileceği en ince tasarımı yeni modellerinde kullanmaya devam edecek ve cihaz daha fazla incelmeyecek.
2- Akla en çok yatan, bir süreliğine de olsa Lightning ile idare etmek. Evet belki endüstri baştan şekillenecek olmasa da ciddi etkilenecek. Neticede iPhone’u daha da inceltebilmek için en tutarlı seçenek şu an için bu görünüyor.
3- Tüm seçeneklerin dışında Apple, yine kendine ait bir bağlantı noktası geliştirebilir. Ancak halihazırda Lightning varken bu ihtimal de pek kuvvetli değil.
Sonuç olarak Apple’ın önemli bir karar vermesi gerekiyor. iPhone’u inceltmek veya inceltmemek. Her iki senaryoda da karşılaşılacak sorunlar ve çözümler ortada. Bir de bu durumun zaman unsuru var. Çoğu kullanıcı iPhone 7’de bahsettiğimiz gibi bir radikal değişiklik beklerken ben 3.5mm ile en azından iPhone 7s veya iPhone 8’e kadar yola devam edileceğini düşünüyorum. Kasa değişiklikliği döngüsü ile iPhone 8 daha ağır basıyor elbette.
Apple’ın bu tür radikal kararlar aldığını daha önce defalarca gördük. Fare ve Multitouch’ı kitlelerin kullanımına kazandıran, 5.25 diskler yerine 3.14 diskleri, ardından 3.14 yerine CD yi ve en sonunda optik sürücüsüz sistemleri dayatan ve sonunda kazanan Apple oldu. Yine bir anda yepyeni bir seçenek sunabilir veya mevcut sistemi yeni gereksinimlere uyarlayabilir.
2016 ortasından itibaren yavaş yavaş sızıntılar en azından bu değişimin tarihi hakkında ipucu verecektir. Şimdilik tüm endüstri oyuncularının yaptığı gibi Apple’ın bu konuda atacağı adımı beklemekten ve zamana tanıklık etmekten fazlasını yapamayacağız.
Konu ile ilgili sahip olduğunuz düşünceleri aşağıdaki yorumlar bölümüne ekleyerek herkesle paylaşabilirsiniz. Bu yazıyı paylaşarak daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
Abi benim ilk aklıma gelen şu oldu sen ihtimaller aradımda saymamışsın. Maliyetli olur heralde ama en mantklısı sanki. Hoparlor girisni kaldirir iPhone 7de incelmis olur ve de Appslın kendi kablosuz bluetoothlu yeni earpodu cıkar kutudan boylelikle no problem:)