“Elma Dergisi Gözüyle” başlığını okuduğunuzda yine bir Mehmet Avincan klasiği bekliyorsanız bu defa yanıldınız! Avincan’ın yazıları kadar sürükleyici olur mu bilemem ancak bu defa iPhone 6s için Elma Dergisi Gözüyle değerlendirmesiyle karşınızdayım. Elma Dergisi takipçileri bilir, “Elma Dergisi Gözüyle” yazıları teknik veriler, performans ölçümleri, test sonuçları içermez. Onun yerine satın alma ya da karar verme aşamasında olduğunuz yeni Apple ürünleri için “kullanım sonrası” deneyimleri aktarmayı hedefler. İşte bu yüzden, lansman günü satın aldığım iPhone 6s ile ilgili yaklaşık 5 günlük kullanım deneyimimi sizlerle paylaşıyorum.
Öncelikle, bir önceki jenerasyon olan
iPhone 6 ve
iPhone 6+ hakkındaki Elma Dergisi Gözüyle yazıları bağlantılarını tekrar paylaşayım ki aramıza yeni katılanlar için hatırlatma olsun.
Satın Alma Süreci
Gelelim iPhone 6s satın alma kararına; açıkçası bu defa aklımda “S” jenerasyonu bir iPhone almak yoktu. En son geçen sene 6+’a geçmiştim ve kendime hedef koyduğum 2 – 2,5 sene kullanımdan önce değiştirmeyecektim. Aynı zamanda artan döviz kurları ve de Apple’ın Türkiye fiyatlarına yaptığı zamlar sonrasında elimdeki iPhone 6+’ı satıp üstüne para koyarak yeni bir model almak mantıklı gelmiyordu. Tam da lansmana iki hafta kala annemin iPhone 4’ünün arızalanması, artık daha büyük ekranlı bir iPhone sahibi olmak istemesi, benim de elimdeki 6+’ın büyüklüğünden şikayet etmem gibi durumlar üst üste gelince “aile içi transfer” metodunu devreye soktuk. Anneme iPhone 6+ ‘ımı devretmek üzere Teknosa’dan iPhone 6s için ön siparişimi verip beklemeye başladım.
Bu sene Teknosa internet mağazası üzerinden verilen siparişler için İstinye Park ve Suadiye mağazalarından gece lansmanında elden teslim alma seçeneği olunca Suadiye’yi seçtim ve ilk lansman tarihi olan 16 Eylül Cuma 00:00 için randevu aldım. Ankara’da yaşanan üzücü olaylar sonrasında Apple’ın iPhone lansmanını 1 hafta ertelemesi ile 23 Eylül Cuma 00:00’da iPhone 6s’mi teslim aldım. Bu arada lansman derken aklınıza insanların uzun kuyruklarda iPhone için saatlerce sıra beklediği fikri oluşmasın, saat 23:55 gibi Teknosa mağazasına gittiğimde, benimle birlikte sadece 5-6 kişi daha vardı. Satıştaki personel tam 00:00’ın olmasını bekledikten sonra adımıza kargo ile iletilmiş kutularımızı teslim etti. Bu arada gece teslime gelen herkese JBL GO – Bluetooth hoparlör de hediye ettiler ki boyut / performansını gayet başarılı bulduğum notunu düşeyim.
6+’den 6s’ye Geçiş
Öyle eskisi gibi o gece hemen kurulum yapacak enerjim yoktu, öyle olunca ertesi sabah işe götürüp kutusundan çıkardım ve D&R’dan aldığım Ozaki 3mm lik ince kılıfına yerleştirdim. iPhone 6+’ımın yedeğini iTunes ile bilgisayarıma kriptolu bir şekilde aldıktan sonra (önemli not: kriptolu yedek alındığında daha önce girmiş olduğum sağlık, anahtar zinciri, aktiviteler vb. verilerini de transfer edebiliyor) iPhone 6s’me geri yükleme yaparak uygulamaları kurmaya başladım. Whatsapp, bankacılık uygulamaları, dropbox, 1Password gibi yeniden kurulum gerektiren uygulamaların ayarlarını tamamlayarak yeni iPhone’a geçiş yapmam yaklaşık 2 saat sürdü.
İlk İntiba
Daha önce 4S’den 6+’a geçince ciddi bir boyut şoku yaşamıştım, 6S’ye geri dönünce ikisinin ortasında çok daha elime ve gözüme uygun bir boyutu yakaladığımı söyleyebilirim. Yaklaşık 5 gündür 6S’yi kullanıyorum ve gerek arabada tek elle tutma, gerek cepte taşıma ve tek elle cevap verme konusunda çok rahat. Çantamın fermuarlı bazı gözlerine daha önce sığdıramadığım 6+ yerine 6S çok rahat sığıyor ve kot cebi gibi dar ceplerde çok taşımak mümkün. Bu anlamda 6+’ın büyük boyutundan rahatsız olanlar mutlaka 6 ya da 6S’yi kullanmayı denemeliler.
Peki ya Ekran ve Pil Süresi?
Her güzelin kusurları oluyor.. Öncelikle pil konusunda 6+ ile çok rahat etmiştim ve 6s’e geçiş öncesi beni en çok düşündüren pil süresi oldu. Özellikle de iPhone 6’ya göre yer darlığı nedeniyle düşürülen pil kapasitesinin kendi kullanımımla 1 gün gün yetip yetmeyeceğinden endişe ettim. Neyse ki 5 günlük deneyimim esnasında 1 günlük pil süresi konusunda sıkıntı yaşamadım. Elbette 6+’a göre pil çok daha çabuk bitiyor, 6+ ile neredeyse 2 günde bir telefonu şarja takarken 6s’i aynı günün gecesinde şarja taktığımda pilim %17 civarında kalmış oluyor.
Ekran konusunda ise, 6+ satın almadan önce yatay kullanımdaki uygulamaların sunduğu yüksek çözünürlük avantajından sürekli yararlanacağımı düşünmüştüm, pek öyle olmadı. Bu nedenle de 6s’e geçtiğimde ekranda ya da çözünürlükte büyük bir fark / eksiklik hissetmedim. Diğer taraftan 6+’ın daha geniş sanal klavyesine parmaklarım alışmış olduğu için 6s’de biraz “dolma parmaklı” kaldım. Ancak 3-4 gün geçtikten sonra daha rahat yazar haldeyim, yine de 6+’ın sanal klavyesinin daha rahat olduğunu söyleyebilirim.
Neler Yeni?
6s’in kasası tamamen 6 ile aynı, çok hafif bir kalınlık farkı olmasına rağmen piyasadaki 6 kılıflarının hemen tamamı uyuyor. Bu nedenle mekanik tasarım tarafında bir fark olmadığını belirteyim.
Malumu bu modelde en göze çarpan yenilik 3D touch, yani ekrana baskı uyguladığınızda çıkan yeni menü ya da uygulama özelliklerinden faydalanabilme. Açıkçası çeşitli uygulamalarda bu özelliği kullanmayı deniyorum ancak “peek and pop” denilen hafifçe ve daha sert bastırma hareketleri ile açılan ön izleme pencerelerini pek fazla kullanmadım. Benim için 3D touch’ı en çok kullandığım yerler, ekranın sol tarafına uzun basarak uygulamalar arası geçiş yapabilme ve sanal klavye üzerine basarak touch-pad gibi imleci hareket ettirebilme oldu. Yine de fotoğraflar uygulamasında küçük resimler görünümünde “peek and pop” özelliğinin kullanımının pratik olduğunu belirteyim. Ayrıca bazı uygulama ikonlarında kullanıldığında hızlı erişim özelliği (örneğin kamera uygulama ikonuna bastırıldığında selfie çek, fotoğraf çek, video kaydı yap gibi hızlı başlatma seçenekleri) de kullanıma kolaylık katıyor. Özetle “olmazsa olmaz” bir özellik olarak görmüyorum ancak hız ve konfor sağladığı bir gerçek.
Bir diğer yenilik kamera çözünürlüğü, artık 12 MP fotoğraf çekip 4K video kaydı yapabiliyoruz. Özellikle 1 yaşındaki kızımın fotoğraflarını çekmek için sıklıkla iPhone’umu kullanıyordum. 8 MP’den 12’ye çıkan fotoğraf çözünürlüklerinde dikkat çekecek bir fark göremedim. Internet üzerinde pek çok kamera karşılaştırması yer almakla birlikte şu sitede farklı jenerasyon iPhone kameralarının çekmiş olduğu fotoğrafları detaylı inceleyebilir / karşılaştırabilirsiniz. 6 serisinde beni en çok rahatsız eden kamera çıkıntısı ne yazık ki bu jenerasyonda da devam ediyor. Live photos olarak tanıtılan canlı fotoğraflar özelliğini ise bir kaç deneme sonrası kullanmadım.
Touch ID parmak izi algılayıcı 6S’de çok hızlanmış. Daha önce fotoğraf çekmek için ana ekran tuşuna basıp ekranı sağ alttaki kamera ikonundan yukarı kaydırıyordum, şimdi ise parmağımda ana ekran tuşuna bastığım anda telefon açılıyor. Dolayısı ile saate bakabilmek için tanımlı olmayan bir parmağımla ana ekran tuşuna basıyorum, buradaki hız gerçekten fark ediliyor.
Ekrana yaptığınız baskıya cevap veren ve bildirimlerde klasik titreşime göre daha farklı bir tepki veren Taptic motoru iPhone 6S’in diğer bir özelliği.
Tüm yenilikler bunlarla sınırlı değil, 6s ile birlikte işlemci ve bellek de güncellenmiş olarak karşımıza çıkıyor. A9 işlemci %70 daha hızlı denilse de kullandığım günlük uygulamalarda bu farkı yansıtan, fark edilebilir bir hız göremedim. Diğer taraftan 2 GB’a yükseltilen bellek özellikle Safari gibi yüksek bellek tüketen uygulamalarda hissedilir performans ve hız artışları sağlamış.
6 / 6+ ‘tan Geçmeye Değer mi?
Yazının başında bahsettiğim gibi bir “aile içi transfer” fırsatım olmasaydı 6s satın almayı düşünmüyordum. 5 günlük kullanım sonrasında, eğer elinizde 6 serisi bir iPhone varsa bunu zararına satıp üzerine 1.000 TL gibi fark koymanın çok anlamlı olmayacağını söyleyebilirim. 3D touch, kullanıldığı zaman güzel ancak olmazsa olmaz bir özellik değil gibi, en azından şimdilik. Eğer garantisi bitmekte olan ya da bitmiş bir 4 / 5 serisi iPhone’a sahipseniz 6s serisine geçişi değerlendirebilirsiniz. Bu arada sık fotoğraf ve video çeken kullanıcıların, artan işletim sistemi ve güncelleme boyutlarını göz önünde bulundurarak 16 GB modelden kaçınmalarını, en az 64 GB kapasiteli bir model satın almalarını tavsiye edeyim.
Sakınan Göz
6s’mi kutusundan çıkardıktan sonra Ozaki kılıfa koyduğumu yazmıştım. Hatta o kadar özendim ki, şeffaf ekran koruyucuda hava kabarcığı olmaması için yapıştırmam 15 dakikamı aldı. İşte bu kadar özenip sakındığımdan mıdır bilinmez aldıktan bir gün sonra arabadan inerken cebimden düşürdüm ve kılıfın tek açık kenarı olan sağ alt kısımdan darbe aldı. İtiraf edeyim başta moralim bozuldu ancak ülkede ne dertler sorunlar varken böyle bir şeye üzüldüğüme de utandım. Apple destek hattını arayıp “servis dışı değişim” dışında yapılabilecek bir istisna var mı diye sordum ancak beklediğim şekilde olumlu bir yanıt alamadım. Artık nazarlık olarak kalacak, zaten ilk andaki kadar dert etmiyorum.
Şimdilik bu kadar, aklınıza gelen, satın alma / karar verme aşamasındaki sorularınız için elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışırım, bu yazının altındaki yorumlar kısmını kullanabilirsiniz.
Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş…..
Güzel bir yazı olmuş. Fakat o darbeye üzülme bence de.