Uzun zamandır iPad ile ilgili düşüncelerimi sizlere aktarmayı planlıyorum. Açıkçası başkaları neler yazacak diye bir kaygım olmadı. Neticede herkesin kendi düşüncesi kendinedir, kimseyi bağlamaz. iPad benim için önemli bir ürün. Önemi, tahmin ettiğiniz bir şekilde değil. Elma Dergisi yayına başladığı günlerde, iPad ile ilgili söylentiler hat safhaya ulaşmış, ismi henüz belli olmayan ancak ortalıkta bol bol Apple’ın yeni tablet cihazı diye tanıtılan sahte iPadler dolaşmaktaydı. Hatta iPad’in tanıtımını bu sayfalardan size dilim döndüğünce canlı olarak aktarma fırsatı bulmuştum.
Yazının devamı:
iPad, iPad, iPad… Ne çok konuştuk değil mi hakkında? Belki de biraz bizlerin suçu var iPad’in kullanıcılar üzerinde oluşturduğu hayal kırıklığında… Şiştikçe şişti. Gerçi Apple da suçsuz sayılmaz. Bu tür dedikoduların oluşmasını seviyorlar sanırım. Eh neticede reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığı da güdülüyor olabilir.
iPad kimi çevrelerce tanıtımın ardından hiç düşünülmeden çok fazlaca yerildi, kimilerince övüldü… Aslına bakarsanız iPad gerçekten bir “devrim”. Neden mi? Şöyle açıklamaya çalışayım; Mac Os yüklü Macintosh bilgisayarlar kullanıyorsunuz değil mi? Yada Windows… Söyler misiniz bana şimdiye kadar kaçınız Library’nin derinliklerinde kayboldu? Yada Windows’un sistem dosyaları arasında? Günlük hayatta sıradan işlerinizi (internette gezinmek, maillerinizi okumak / yazmak, fotoğraflarınızı düzenlemek, müzik dinlemek ya da sosyal ağlarda arkadalarınızla sohbet etmek vb.) yaparken “Şu sistem dosyalarını bir kurcalayayım” dediğiniz oluyor mu? Hayatımın 17 yılını bilişim sektörüne vermiş biri olarak konuşuyorum, ben ayda yılda bir kez, istemeye istemeye uğrarım o mağaraya… Günlük işlerini yapan bilgisayar kullanıcılarının %99’u gerek dahi duymaz bu seçeneklere. iPhone/iPad OS, aslında son derece akıllıca tasarlanmış bir işletim sistemi. Normal kullanım için gerekli her şey daha da basitleştirilip, dokunmatik ekranda rahatça çalışmaya fırsat verecek şekilde şekillendirilmiş. Fazlalıklar ise atılmış… Gerçekte o lüzumsuz dediğimiz bölümler de yok değil. Sadece siz göremiyorsunuz. Görmenize gerek olmadığı düşünülmüş… Bu sebeple işletim sistemi için yapılan olumsuz yorumlara kesinlikle katılmadığımı bilmenizi isterim. 
Elbette ki hataları yok değil. En azında çıkacak üçüncü parti yazılımlara fırsat vermeden, basit ve akıllıca tasarlanmış bir dosya yöneticisi (Finder / Windows Explorer vb) ile birlikte gelebilirdi. Bu şekide saymaya devam edersek henüz ortada olmayan çocuğa bez aramaktan öteye gidemeyiz. Belki ticari kaygılar, belki başka sebepler ile iPad bu şekilde piyasaya sürülüyor. Her Apple ürünü gibi sıklıkla güncelleneceğini unutmayalım. Her güncellemede yeni bir özellik keşfedeceğimizi hatırlatırım. iPhone çıktığında da aynı şeyleri yaşamadık mı? 2.0, 3.0 versiyonları derken iPhone geliştikçe gelişti ve hala bir fenomen! Dürüst olalım, hala iPhone kadar kullanışlı bir akıllı telefon pazara sunulmadı. 2007 yılından beri piyasaya çıkan her akıllı telefon iPhone ile kıyaslanmıyor mu? iPhone gibi, iPhone’dan üstün, iPhone’un kamerası kötü, bununki daha iyi denmiyor mu? Yakın gelecekte aynı durum iPad için de geçerli olacak. Özellikle ikinci nesli için umutluyum.
iPad, sürekli MacBook gibi bir dizüstü bilgisayar taşımanıza, en azından günlük işleriniz için taşımanıza gerek bırakmayacak bir ürün. MacBook yada dizüstü PC’nizi taşımaya erinmiyorsanız zaten sözüm meclisten dışarı. Bu cihaz sizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor, uzak durun… “Peki piyasadaki onca netbook aynı işi yapamaz mıydı?” Hayır efendim yapamazdı. Göz var nizam var arkadaşlar. Daha önce bir netbook kullandıysanız ve savunmaya devam ediyorsanız saygı duyarım ancak ne klavyesi, ne ekranı, çalışmayı desteklemek yerine köstek oluyor.
Makalemin başında da belirttiğim gibi, herkesin fikri kendinedir. Ben ve benim gibi düşünen kişilere kesinlikle bir iPad önermiyorum. MacBook’tan ayrılamayacağım gibi bir gerçek varken ve küçük çaplı işlerim için iPhone yeterli iken bir iPad alacağımı tahmin etmiyorum. Yazımı sonlandırmadan önce, dizüstü bilgisayarlar ile akıllı telefonlar arasında bir boşluğun var olduğu gerçeğini yineliyorum. Netbook’lar bu boşluğu malesef dolduramadı, dolduramayacak. Apple bu boşluğun farkındaydı ve gerçekten güzel bir zamanlama ile iPad’i duyurdu. Birçok kişi 3 Nisan 2010 tarihinden sonra iPad’i kötülemeye devam edecek. Birçok kişi ise iPad satın alıp kullanacak. Neticede bir iPhone, Macintosh ya da en azından iPod kullanmamış bir kişi asla bunu anlamayacak fakat Apple kasasını doldurmaya devam edecek…
